Yine aynı hikaye var bugün elimizde.
Hepimize tanıdık gelen.
Dünya,kendi yörüngesinde
sarsıcı manzaralarını full hd gözlerimizin önüne sererken,
acısını çeken bir ben miyim bilemiyorum.
Bazen kendisine kızıyorum,
Lakin kızmam gereken dünya değil,insanlık bunu da biliyorum.
Fakat ne yapalım bir günah keçisi gerekiyor neticede.
Mesele tutunma meselesi!
Velhasıl kelam,
Birşeyleri kaçırıyor gibiyiz.
Ve nerden tutacağımıza dair en ufak bir fikrimiz bile yok.
Bazen diyorum;
Yeniden patlasa da, varoluş kendini daha güzel
bir manzara eşliğinde gösterse.
Ya da yeni bir galaksi keşfedilse de pılımızı pırtımızı
toplasak gitsek yeni ütopyaların peşinde.
E tabi insanız ,kendimize yeni formüller eklememiz ve dayanmamız gerekiyor.
Derken formülümü buldum ben !
Kendime yeni bir dünya yarattım!
Artık içinde
süper güçleri olan masalsı bir kahramanım.
Ve yeni görevlerim
için hazırım.
İlk görevim;
Yağan her kar tanesini izlerken, kalbime kazınan o masaldaki, bütün kibritçi kızlara her
yılbaşında
mükemmel sofralar kurmak olacak.
Belki birine,belki onlarcasına…
Çocukça mı?
Asla !
Size kimse söylemedi galiba ama,
Çocuk hayaller kurmazsanız yeterince büyüyemezsiniz..
Peki hiç düşündünüz mü,
Zihniniz daha kirlenmemiş,sınırlandırılmamışken dünya için
ne istemiştiniz ?
Ve ne kadarını gerçekleştirdiniz?
Eminim birçoğunuz daha o yaşlarda galaksiyi, kötü
karakterlerin elinden kurtarmış,afilli
pelerininizle göklerde arzı endam
etmiştiniz.
Şimdi gelin hep beraber bencillik oyunumuzu bir kenara
bırakıp,o hayallerin peşinden gidelim.
Bir gün kuytu bir damın altında ayakkabısız ,üşümüş, o
kibritçi kızı masamıza davet edelim,
Başka bir gün kırmızı yanaklı,güzeller güzeli pamuk prensesi
kötü cadının elinden kurtaralım.
Çok mu zor ?
Bende değil !
Dünya dediğimiz zaten kulağımıza fısıldanan o
masalların toplamı değil miydi ?
İçimdeki umudunu yitirmemiş küçük çocuktan herkese
sevgilerJ