Büyük resmi göremeyen,insanlar sevgisizlik çölünün ab-ı hayat suyunu arayan yolcularıdır ve bir gün mutlaka susuzluktan öleceklerdir.
Bu benim hayat görüşüm,siz dünya ya bakarken hangi kelimeler ile tasvir edersiniz bilmiyorum.
Tüm okul hayatımda,fizik derslerinden nefret ediyor olmam ve bugünün doyumsuz fizik araştırmacısı olmam,eğitim dediğimiz hapishanelerin bizi hayata değil mevcut sisteme köle yetiştiren tuzaklar olduğunu anlamamın en büyük delili olsa gerek.
Ne yazık ki,küresel sanayinin işçiye ihtiyacı var, anlayan ve sorgulayan insanlara değil.
Şu anda yaşadığımız insanlık krizinin en büyük sıkıntısı sanayi devriminde kalkınırken,insanlık devriminde sürekli geriye gidiyor oluşumuz.Bir de bunun üzerine hızlı gelişen dünya nın tüketim dişlisinin çarkları olmamız,durup yaşadığımız kainatı ve kendimizi anlamamızı bize hatırlatmamıza fırsat bile vermiyor.
Lakin küçük farkındalıklar hayat kurtarır.
İlim, ipin ucunu tuttuğunuzda size öyle rengarenk bir yumak veriyor ki,elin sevgiyle bütünleşirse ortaya türlü türlü motifler çıkabiliyor.
Biliyorum ki ,hepimiz ten kafesimizin içindeki sorgulayıcı ruhun esiriyiz.
Bu sorgulama yolculuğunu günlük zevklerle terbiye ediyor olmak ve ondan kaçmak,insanın kendisinden kaçmasından başka birşey değildir.
Bize hediye edilen muazzam bir akıl var ve o akıl evreni anlamak için bizlere sayısız ip ucu veriyor.
Entropi bunlardan yalnızca bir tanesi.
Bazen algınızı ortaya koymakta zorluk çekersiniz,bu konuda benim için bunlardan bir tanesi.
Blogumdaki her yazıda,hayatın değil sistemin yani evrenin küçük yansımaları olduğumuzu vurgulamaya çalışıyorum.Bu gördüğümüz hayat,dünya,evren,kainat adına ne derseniz deyin,yalnızca fizik kanunları ile düzenlenmiş,farklı bilimler ve ilim kaynakları ile desteklenmiş bir mekanizma.
Mekanizmayı anlamadan sevgiye,aşka düşmemiz mümkün değil.
Gelelim ENTROPİ ye;
Termodinamiğin ikinci kanunu olarak kabul edilen ENTROPİ,yani "düzensizlik kanunu"evrendeki düzeni ortaya koyan en büyük delillerden biridir.
Ayrıca bu kanun evrenin ezeli olmadıgını ve bir başlangıcının oldugunu da ortaya koymaktadır.
Bu yasaya göre evrenin toplam enerji içeriği sabittir ve entropisi yani düzensizlik kanunu sürekli artmaktadır.
Özetle,bir sistemin düzenli bir yapıdan,düzensiz bir yapıya geçmesi o sistemin entropisini arttırmaktadır.
Bir örnek vermek gerekirse,
Evinizin iki odasında farklı düzende iki kütüphaneniz oldugunu düşünelim.
Birinci kütüphane,kitapların alfabetik bir dizilişle ve sıralı bir numaralandırma ile raflara dizildiğini düşünelim.Her şey çok nizami değil mi ?
İkinci kütüphanede ise,kitaplar dağınık bir halde,ne bir alfabetik diziliş ne de sıralandırma var.
Karmaşık,düzensiz bir yapı.
Birinci kütüphanenin nizami yapısı olması,düşük bir entropiye sahip olduğunu,
İkinci kütüphanenin ise dağınık ve düzensiz yapısı sebebi ile yüksek bir entropiye sahip olmasını gerektirir.
Bu tanımlama temel yasa üzerinde bir tasvir oluştursa da fiziksel anlatımda tabi ki çok daha karmaşık bir haldedir.
Evrenin BİG BANG ile başlayan yaşamsal sürecinde,yüksek patlamanın etkisiyle ,yine yüksek bir entropi durumunun oluşması beklenirken aksine evren düşük bir entropi düzeyinde oluşmuştur.
Bu kusursuz matematik işte tam da böyle başlamıştır.
Kapalı bir sistemde enerji akışı tek yönlüdür ve bu akış tam bir denge noktasına gelinceye kadar devam etmektedir.
Bu denge noktasına termodinamik denge denir ve entropi en yüksek seviyesine ulaşır.
Tersine çevrilmesi mümkün olmayan bu durum evrenin de biz insanlar gibi bir yaşlanma sürecine gireceğini göstermektedir.
EZEL VE EBEDİ OLMAYAN EVREN.
Buna göre,evrende bir gün termodinamik denge oluşacak ve sona erecek.
Evren sonsuzdan beri var olmuyorsa,evrenin bir başlangıcı var.Bu başlangıç durumundaki evren,düşük entropili bir halden yüksek entropili bir hale doğru gitmekte.
Evren 15 milyar yıldır,entropiyi arttırsa da hala son derece düzenli bir şekilde devam ediyor.
Buradaki bilmece,bu işin arkasında bu kanunları tasarlayan bir kudret,bir sanatkar olduğunu gösteriyor.
İşte ALLAH yeniden insana,kendi kudretini gösteriyor.
Ne zamanki evrenin ve insan yapısının içindeki bilimi ve kusursuz matematiği görsem,hayata gözlerim daha büyük bir aşkla bakıyor.
Bu yüzden size sınırsız bilim ve ilim havuzundan yalnızca bir bardak uzatmak istedim,bugün.
Ben her sabah gökyüzüne bakarken o sınırsız akıl karşısında derin bir aşka ve saygıya düşüyorum.
Bu aşkı dizginlemenin tek bir yolu var sevgili dostum,ışığını ve yüreğini seni YARADAN ın istediği gibi ,başka yaratılanlar ile paylaşman.
Bir gün hepimiz geldiğimiz topraktan,aynı toprağa gideceğiz.
AŞKI,paylaşmaktan başka bir ilacımız yok.
Haydi sende bugün bu aşkı paylaşmak için,köşe başında manav tezgahı olan o yaşlı amcaya sıcak bir çay demle.Yemeksiz kalmış bir kediyle paylaş öğle yemeğini.
Soğuktan üşüyen bir çocuga ver ceketini.
Paylaşmak ve sevmek yaradanın bize ruhundan verdiği en büyük hediye.
Hepinizi AŞK la seviyor ve layık oldugunuz güzelliklerin sizi bulmasını diliyorum.
Meri den sevgiler.